28 Mart 2007 Çarşamba

Kedere Gülümseyen Türkü - II-


-hüseyin gündüzkanat'ın ve veçe'nin hatırasına-

"biter elbet bu yolculuk
insan taşa benzer olur
geçip giden ömrün sesi
türkü söyler keder olur."

keder, bir üzülme hali değil, gidenin ardından yaşanan bir güzelleme olsa gerek.. varlığını alıp gidene, hatırasını bize doğru yola düşürene sıcak bir gülümseme, hatırasına gül demeti armağanımızdır, mihnetimizdir yaşadığımız şu hayata ve yaşadıklarımıza.. giden gittikleriyle kalmıyor ki, bıraktıklarıyla kalıyor hayatlarımıza.. doğrudur, ömrü geçip gidiyordur, sesi de türküsünü söyleyip keder oluyordur.. bize kalıyordur.. aşk bize kalıyordur, düş bize kalıyordur, rüya bize kalıyordur.. biz bize kalıyoruzdur.. onlar gül olup gidiyordur, biz onların hatırası olup kalıyoruzdur..

türkü söylüyorum, ağlıyorum da, ağlayan ben değilim.. o; bende vücut bulmuş ağlıyor kendi ömrüne.. "açma yare mi doossttt" der gibi.. bedenini yaralar sarar, ruhunu gül kokusu.. kanserdir, dermansızdır.. gül de saramıyorsa yarayı, kül sarsın.. kül yarayı sarsın, gül bayram etsin, türkü müjdeyi versin..

"sen de görseydin kapımızdaki baharı
aramızda olsaydın şimdi, diyen hasret
diyen iççekiş bu müjde senin için elbet

kayıp mezarlarda unutulmuşlar adına
sınırlar içinde tutsak alınmışlar adına
bilmedikleri dillerde seslerini yitiren
sürgünler süsenler ve kederleri adına
bademkaş bademgöz uğurçocuk adına
müjdele artık sen ey dal dağ ve ırmak"

gurbettir.. el kapılarının çıngırağıdır, kurderşi'den duyulmaz.. kaç ömür sığdırır yarasına, kaç yara sığdırır ömrüne, kimbilir.. ömür.. ömrümüz.. kaç hasret daha arar kendine.. sen.. aramızda olsaydın şimdi, diyen hasret ve "ateşine hasret kül oluyorsun" diyen pervane, ateşini mi özlüyorsun.. kesretê gırana, dırbetiyina cigeru gırana, hama a dırbetiyê gıraniya xo nevana keşire.. xo xo de berbena, xo xo de nalena, xo xo de mırena.. kesreta adıre xo de bena welê.. welêra bua gule yena.. bena zembul, bena thırske, bena marsung, bena rıbes, bena gurız, sona kurderşi'ye, pheşta xo dana ağbabay, bıne salxê'de hewna sona.. hewnê xo de bena perwane, huyina, bena bua gule, sona nugotiya bızekan u vereko.. usen.. bıra.. ni şarê ma ça niya hendê dırbetınê..

bilmediği dillerde sesini yitirir insan.. ses ardımıza düşer, bizi arar.. bulur da.. sesimizi keser, damarlarımızda dolaşır, kendi dilinden, kendi edasıyla seslenir bize.. kül olup giden bazen bir dildir, son konuşanını arıyordur, ona sesleniyordur.. gül eksiliyordur ömürden, söz eksiliyordur dilden.. seess.. ero.. erê.. nu veng sımare sedeqê bua gul u gulistaniyu.. bua zembuli jüane xo dê wesa, kılama na kesretê vengi xo de şirina .. roê merdane ma jüanê ma de yeno can.. der u ciran vengi sıma kuyo.. sıma vengi xo xovira kerdo.. çaê heni bul fetêline.. usen, tu ucadera bıra..

cümle gitmişlerin ve bize bırakılmışların hatırı ve eksikliğidir bizi bu kadar ayakta tutan.. bu kadar gülümseten, bu kadar gül kokan..

hatıranız dolaşıyor hatırınızla, "yazı yaban gül oluyor".. kül oluyor doğuyorsunuz, gül oluyor dolaşıyorsunuz ciğerlerimizde gül kokusuyla.. kayıp mezarlarda unutulmuşlar adına, sınırlar içinde tutsak alınmışlar adına, bilmedikleri dillerde seslerini yitiren sürgünler süsenler ve kederleri adına, bademkaş bademgöz uğurçocuk adına, kederine gülümseyen türkünün hatırına müjdeleyin artık baharı.. bizden önce gidenlerin bıraktığı paydır içimizde hasret kokan iççekiş..

varlığını alıp giderek, yokluğumuza katkı yapan hayatlar, bilirler mi ki bahçenin gül kokmaya devam ettiğini.. kendi hatıralarının da bizimle birlikte gül koktuğunu.. gülün ömrü az olsa da, kokusunun az olmadığını...

giderler.. yokluklarını keder, hatıralarını tebessüm bırakarak..
giderler.. yaralarını yaramız, düşlerini yoldaşımız bırakarak..
giderler.. dillerini son konuşanına emanet bırakarak..
giderler.. baharı müjdeleyen sesler bırakarak..

29 aralık 2006, köln, eyüp

alıntılar: mehmet çetin..

Hiç yorum yok:

Resim

Resim

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı