11 Nisan 2007 Çarşamba

Bir Kürt Alevisinin CHP'ye Mektubu..

CHP Denizli Milletvekili Prof. Dr. Mehmet Neşşar'ın propoganda için gönderdiği aşağıdaki mektubuna atfen, ben de kendisine geri bir mektup yazdım ve affınıza sığınarak, sizlerle de paylaşmak istiyorum. Kolay gelsin..


Eyüp Hanoğlu


--------------------------------------------------------
ÇOCUKLARINIZ “NEDEN ORADA DEĞİLDİN” DİYE SORMASIN!
KAMUOYUNA DAVET

Ben 14 Nisan saat 11:00’de Tandoğan’dayım ve Atanın huzuruna yürüyeceğim. Ülkeyi yaklaşan kabustan kurtarmak adına yurttaşlık görevimi yapacağım. Siz ne yapacaksınız?

Yıllar sonra torunlarınıza “Evet oradaydım” diye gururla anlatacak mısınız, yoksa çocuklarınız “Neden orada değildin?” diye sorduklarında başınızı önünüze mi eğeceksiniz?

Ben tehlikenin farkındayım ve 14 Nisanda Tandoğan Meydanında olmayı seçiyorum. Sizi de bekliyorum.

Prof.Dr.Mehmet NEŞŞAR
CUMHURİYET HALK PARTİSİ
Denizli Milletvekili
09 Nisan 2007
--------------------------------------------------------

Sayın Prof. Dr. Mehmet Neşşar;

Bu ülkeyi, bu kabusun içine sürükleyen doğrudan İttihat ve Terakki zihniyeti ile başlayan ve CHP ile devam eden "tek ırk, tek bayrak, tek din" söylemi ve onun yarattığı ırkçı resmi ideolojidir. Partiniz bu gerici zihniyetin bizzat kurucusu olduğu gibi; bu ırkçı resmi ideolojinin şu anda MHP'den daha aktif savunusunu da yapmaktadır.. Dolayısıyla 14 Nisan'da Ankara'da Tandoğan meydanında sizin yanınızda olmak, bizi kabustan kurtarmayacağı gibi, tersine bu ülkede, Türkiye halklarına 80 yıldır kan kusturan, acı yaşatan resmi ideolojinize hizmet anlamına gelir ki, bu da karanlık günlerin devam etmesi anlamına gelecektir.. Türkiye asıl CHP zihniyetinden kurtulduğu gün karanlıktan da kurtulacaktır.

Türkiye'de sol siyaseti, sol vicdanı, entellektüel aydın duruşunu doğrudan sizin partiniz olan CHP yok etti.. Ve bugün siyasal islamı iktidara taşıyan da sol muhalefetin yokluğudur.. Sol ve sosyal demokrasi adına ırkçılık ve gericilik yapıyorsunuz.. Tarihteki bütün Alevi katliamları sizin iktidarlarınız döneminde oldu. Siz aynı zamanda bilim adamı kimliği olan bir milletvekilisiniz ve yıllardır parlamentodasınız. Bu süre içinde Alevilerin bağrında bir yara gibi duran Madımak Oteli, biz Alevilere zulmedilircesine et lokantası yapılırken, Sivas katilleri Türkiye'nin koruması altında yurtdışında elini kolunu sallaya sallaya gezerken, zorunlu din dersleriyle Alevi çocuklarına sunni islam öğretilirken, onbinlerce Alevi "cemevleri yasal statüye kavuşsun" talebiyle sokağa dökülürken neredeydiniz, sırf Kürt olmalarından dolayı insanlar sokak ortasında linç edilirken, hukuk devleti ilkesi ayaklar altına alınırken neredeydiniz? Munzur Vadisi, Fırtına Vadisi ve Hasankeyf gibi bir çok doğal ve tarihsel-kültürel miras bir bir suların altında bırakılıp insansızlaştırılırken neredeydiniz? Hortumcular, sağcı çeteler, hırsızlar toplumun üzerine aç kurtlar gibi çöreklenirken, sokak ortasında devrimciler katledilirken, mezarlıklar gözaltında kayıplarla dolarken de yoktunuz.. Evet.. Sesinizi çıkarmadınız ve bu ülkenin bu kabusu yaşamasına neden oldunuz.. AKP iktidarı döneminde palamentodaki tek muhalefet partisi sizdiniz. Bu karanlık sadece AKP iktidarının değil, sizin başarısız muhalefetinizin ve sol vicdanla alakası olmayan çizginizin ürünüdür..

Bütün bu gerekçelerden dolayı, cumhurbaşkanlığı seçiminden bir gün sonrası yani 14 Nisan 2007 günü saat 11'de Ankara Tandoğan Meydanı'nda yapacağınız mitingde sizin yanınızda bulunmayacağız. Siz yurttaşlık görevini, ordunun postalları altında Ata'nın huzuruna yürümekten ibaret sayıyorsunuz.. 80 yılda bütün ülkeyi boydan boya Ata'nın heykelleri, istiklal marşı ve "ne mutlu Türküm diyene" afişleriyle donattınız da ne değişti sayın Neşşar? Şimdi neden sizinle Ata'nın huzuruna yürüyelim.. Bu sizin klasik yurttaşlık görevinizdir.. Gözünüz başka hiç bir şey görmüyor, biz de yaptıklarınızın bir faydasını görmüş değiliz.. Hazır Ata'nın huzurunda toplanmışken, tankların üzerine çıkıp, CHP bayrağı asarak, mehter marşı eşliğinde Kuzey Irak'a doğru da yol alabilirsiniz.. Musul'u ve Kerkük'ü kurtarırsınız hiç olmazsa (!) çünkü Türkiye'de sizin kurtarabileceğiniz bir şey kalmadı ve mecliste boşuna koltuk işgal ediyorsunuz..

Türkiye'de bugün; devlet yönetiminden toplumun en alt tabakalarına kadar mantar gibi yayılan kişiliksizlik, hırsızlık ve "gemisini kurtaran kaptan" anlayışı başta temel mayasını Türk-İslam sentezinden ve Avrupa'daki faşişt diktatörlüklerin Anayasa modellerinden alan T.C. Anayasası'nın, uluslararası liberal politikaların, sermaye sınıfının ve egemen ideolojinin yarattığı tahribatın sonucudur.. Siz "sol" bir parti olarak, yürüttüğünüz sağ siyasetle, bu ülkede sol muhalefetin belinin kırılmasına neden oldunuz.. Kürt Sorunu'nda, azınlıklar sorununda, Aleviler'in sorunlarında hiç bir zaman "sol" bir duruş sergileyemediniz.. Sürekli üniter devletin modası geçmiş ve bütün dünya nezdinde utanç abidesi gibi kalan ırkçı ve gerici hassasiyetlerine sarıldınız, bu söylemlerin tutsağı oldunuz.. Bugün de; ne güzel, sizin sayenizde AKP siyasal islamı iktidara taşıdı, yarın da cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak.. Siz ise siyaset yapmak, mücadele yürütmek yerine sadece Ata'nın huzuruna yürüyorsunuz.. Mekke'yi tavaf etmeye giden müslümanlar gibi sürekli Anıtkabir'i tavaf edip Ata'nıza ağlıyorsunuz, onun ruhundan medet umuyorsunuz.. Beyni ve mantığı olan bir insan olarak şunu anlamakta hakikaten zorlanıyorum; Ata'nızın huzuruna çıkınca ne değişiyor? Lütfen açıklar mısınız? Benim 35 yıllık aklım buna yetmiyor çünkü..

Kişilikli ve sol bir siyaset yürütüp, yaşanan sorunların karşısında aydın ve demokrat fikirler üretip, bu yönde kamuoyu yaratmak, vicdanlı bir duruş sergilemek, Türk-İslam sentezine karşı etnik, dini ve siyasal kimliklerinden dolayı ötekileştirilip, hakları gaspedilen (Kürtler, Aleviler, Ermeniler, Azınlıklar, devrimciler, solcular, aydınlar, yazarlar, insan hakları savunucuları) kesimlerin hak taleplerine kulak vermek ve demokratik çözümler üretmek yerine, siz bütün bu saydığım maddelerden sınıfta kalmış bir parti olarak sadece türban yasasına karşı çıkmışsınız ve Türkiye'nin Kuzey Irak'taki Kürtlere saldırmasını, kan dökmesini savunmuşsunuz.. Ve bugün kalkıp "evet, 14 Nisan'da Tandoğan'da CHP ile birlikte Ata'nın huzurundaydım" demeyi bize gurur olarak yutturuyorsunuz.. Ben atası-dedesi, soyu sopu Kürtlüğünden ve Kızılbaşlığından dolayı devlet katliamlarıyla kırılmış, Türk Ordusu tarafından köyleri, ormanları yakılmış, Munzur Vadisi ve barajlar sorunuyla doğası tahrip edilmiş, Dersimli bir Kürt-Alevi genci olarak, maalesef sizinle bu "gurur'u paylaşamayacağım sayın Neşşar..

Size iyi yürümeler...

Yıllar sonra torunlarım "neden orada değildin" diye sormayacaklar sayın Neşşar, sorarlarsa da başımı önüme eğmeyeceğim, tersine başım dik ve alnım açık bir şekilde "entellektüel vicdanım gereği; 80 yıllık bu haksızlığa ortak olmadığım ve CHP'nin başını çektiği ırkçılığa destek vermediğim için mutluyum" diyeceğim..

Siz de şunu unutmayın, 80 yıldır sesini kestiğiniz, ruhunu öldürdüğünüz, farkılılıklarından dolayı birbirine düşman ettirdiğiniz, belini kırıp ırzına geçtiğiniz bu toplum; Anadolu gibi kardeşlik medeniyetleri kurmuş ve binyıllarca barış ve huzur içinde yaşamış bu toprağın üzerinde vicdanlı, onurlu, kişilikli ve kardeşçe bir geleceği birlikte yaratacaktır. Ama CHP ile, orduyla, derin devletle, ırkçı ve kafatasçı zihniyet dünyasıyla değil; tarihsel değerleri, Aleviliğin engin dünya görüşü ve entellektüel "sol" vicdanıyla başaracaktır.. İşte o gün siz CHP olarak tarih sahnesinde olmayacaksınız..

Bu ülkede, devletin mayasını oluşturan 80 yıllık ırkçı, baskıcı zihniyetle hesaplaşılmadıkça; etnik, dini, sosyal, cinsel, siyasal farklılıklarından dolayı sesleri kısılmış kesimlerin hak taleplerinin yanında yer almadıkça, Kürt Sorunu'nda " kanı susturun" söylemiyle sokağa inilmedikçe, 12 Eylül Anayasası'na kökten karşı çıkılmadıkça yürütülen hiç bir siyaset "sol" olmayacaktır. Sol olmak Can Yücel'in deyimiyle "tüzük" değil "büzük" gerektiriyor.

Eyüp Hanoğlu
10 Nisan 2007

Hiç yorum yok:

Resim

Resim

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı